:36:01
Onu öldürmek istemiþtim.
:36:03
O kadar kolay olacaktý ki.
Sarp kayalarý hatýrlýyor musun?
:36:07
Seni korkutmuþtum, deðil mi?
Deli olduðumu düþünmüþtün.
:36:12
Belki de öyleydim.
Belki de ben deliyim.
:36:16
Þeytanla yaþamak insanda akýl
býrakmaz, deðil mi?
:36:23
"Seninle bir anlaþma yapalým,"
dedi.
:36:25
"Daha dört günlük evliyken, beni boþamaya
kalkman seni aptal durumuna düþürecektir..."
:36:29
"...öyleyse ben de fedakâr eþi oynarým,
çok kýymetli Manderley'inin sahibesini."
:36:32
"Orayý Ýngiltere'nin en ünlü ve
görülmeye deðer yeri yaparým, istersen..."
:36:35
"...insanlar da bizi ziyaret eder
ve bize gýpta edip..."
:36:37
"...ülkenin en þanslý, en mutlu
çifti olduðumuzu söylerler."
:36:42
"Ne muhteþem bir þaka olur ama!
Ne büyük bir zafer!"
:36:50
O ahlâksýz teklifini asla kabul
etmemeliydim, ama ettim.
:36:55
O zamanlar daha gençtim ve aile
þerefine muazzam bir þekilde düþkündüm.
:36:59
Aile þerefi.
:37:02
Bir boþanma mahkemesinde dikilip,
onu ele vererek...
:37:04
...evliliðimizin kokuþmuþ bir
yalandan ibaret olduðunu...
:37:06
...itiraf etmektense, her þeyi
feda edebileceðimi biliyordu.
:37:12
Beni aþaðýlýk buluyorsun, deðil mi?
Aynen benim kendimi bulduðum gibi.
:37:15
Neler hissetmiþ olduðumu
anlayamýyorsun, deðil mi?
:37:22
Elbette anlayabiliyorum, sevgilim.
Elbette anlayabiliyorum.
:37:27
Evet, anlaþmaya uydum.
O da uydu, görüldüðü gibi.
:37:30
Ah, rolünü muhteþem oynuyordu.
:37:33
Ama bir süre sonra,
dikkatsiz olmaya baþladý.
:37:36
Londra'da bir daire aldý, arada bir,
bir kaç günlüðüne buradan uzaklaþacaktý.
:37:39
Sonra buraya arkadaþlarýný
getirmeye baþladý.
:37:42
Onu uyardým,
ama bana omuz silkti.
:37:44
"Bu seni ne ilgilendirir ki?"
dedi bana.
:37:46
Frank'i bile baþtan çýkardý.
Zavallý, sadýk Frank'i.
:37:51
Bir de, bir kuzeni vardý,
Favell diye bir adam.
:37:55
Evet, tanýyorum onu.
Londra'ya gittiðin gün, gelmiþti.
:37:58
Neden bana söylemedin?