:46:01
Tanrým.
:46:03
Mutluluklar Vadisi'nde bir sürü merdiven var.
:46:10
Teddy'yle tanýþmak için geldiniz, deðil mi?
:46:13
Hayýr, onu götürmeye geldi.
Teddy yine borazanýný çaldý.
:46:17
Hayýr, þimdi gidemez! Buna izin vermeyiz.
:46:20
Borazanýný elinden alýrýz, söz veriyoruz.
:46:23
-Teddy'den ayrýlamayýz.
-Özür dilerim.
:46:27
Buna nasýl izin verirsin? Söz vermiþtin.
:46:30
Bay Brewster'ýn bu iþle bir ilgisi yok.
Kanun kanundur!
:46:33
Teddy kendisi de razý oldu, gitmesi gerek.
:46:36
-Eðer o gidiyorsa biz de gidiyoruz!
-Evet, bizi de onunla götürmeniz lazým.
:46:42
Neden olmasýn? Tabii ya, neden olmasýn?
:46:46
Çok tatlýlar, ama bu imkansýz. Aklý yerinde
olanlarý Mutluluklar Vadisi'ne almýyoruz.
:46:54
Bu aklý baþýnda iki ihtiyarý da götürün,
kimse fark etmez. Siz ayarlarsýnýz.
:46:58
Siz onlarý götürün, araya karýþýrlar.
:47:01
Çok tehlikeli. Kavga çýkar, kýskançlýk olur.
:47:07
Biraz mantýklý olalým hanýmlar.
:47:09
Yapacak ciddi iþlerim varken
burada vakit kaybediyorum.
:47:13
Brooklyn'de çözülmesi gereken cinayetler var.
:47:15
Mesele sadece onun borazaný deðil.
Daha kötüsü de var.
:47:18
Sizin kilerinizi kazacaðýz galiba.
:47:21
Bizim kileri mi?
:47:23
Teddy kilerde gömülü
13 ceset olduðunu söyleyip duruyor.
:47:27
Evet, kilerde 13 ceset gömülü.
:47:35
Ne?
:47:36
Evet. Ýsterseniz yeðenimiz Mortimer'a sorun.
:47:52
Aman ne güzel.
:47:54
Mortimer, kendine gel.
:47:56
Kilerde 13 ceset olduðunu gayet iyi biliyorsun.
:47:59
Tabii ki kilerde 13 ceset var.