:04:05
Dr. Grayson cinayetin iþlendiði
sýrada Londra'da deðildi.
:04:10
Hatta bu doktor, bahsi geçen gece
Melksham'daki küçük bir otelde kalýyordu.
:04:15
Sir Mortimer Turret'in uþaðý
Burton kýlýðýnda,
:04:19
2.40 treniyle Broughton Gifford'a döndü
:04:22
ve geliþinin bilet kontrolörünün
gözünden kaçmadýðýna emin oldu.
:04:27
O andan itibaren
planý oldukça basitti.
:04:31
O gün Burton'ýn izinli olduðunu
bildiðinden Hellrake Hall'a fark edilmeden
:04:36
girmekte ve Sir Mortimer'i
bulaþýk hane penceresinin yanýndaki
:04:40
taþ býçak bileyicisinde keskinleþtirdiði
usturlab okuyla öldürmekte zorlanmadý.
:04:44
"Zamanýnda prinç býçaklar konusunda
duyduðum kuþkuyu anýmsýyor musunuz?
:04:50
O metal rende talaþlarý
konusunda endiþelerim vardý."
:04:55
"Vay canýna, Lord Merridew,
:04:57
"Gözünüzden de hiç bir þey kaçmýyor.
:05:00
Ama efendim, madem bu kadar çok
þey biliyorsunuz,"
:05:03
diye devam etti müfettiþ.
:05:06
"Zanlýnýn kurbanýnýn cesedini
:05:11
"bir tenis kortunun ortasýnda býrakýp
nasýl hiç iz býrakmadan
:05:14
"ortadan kaybolduðunu bana açýklayabilir misiniz?
:05:17
Açýkçasý efendim, biz, polis
merkezindekiler, apýþýp kaldýk."
:05:29
Büyük dedektif
St. John Lord Merridew,
:05:33
görkemli bir þekilde doðruldu.
:05:35
Noel Baba'ya benzeyen yüzü
haylaz bir sevinç ifadesiyle parlýyordu.
:05:40
Sarkmýþ yeleðinin kývrýmlarýndaki
:05:44
kek kýrýntýlarýný yavaþça silkeledi.
:05:47
"Polis apýþýp kalmýþ olabilir, müfettiþ,"
diye gürledi,
:05:50
"Ama ayný þey Merridew'a olmadý.
:05:52
"Otuz yýl önce, zanlý, yani Dr. Grayson,
:05:57
Rus Balesi topluluðunun
önemli bir üyesiydi.