1:19:07
Þarap mý punç mu efendim?
1:19:10
Þarap.
1:19:12
Barry'nin uþak rolünü oynamaya
devam etmesine karar vermiþlerdi.
1:19:17
Yabancýlarýn önünde,
tek kelime Ýngilizce bilmiyor olacaktý.
1:19:22
Bir de, þarap servisi yaparken
kozlara þöyle bir göz atacaktý.
1:19:28
Gözleri iyi gördüðü...
1:19:31
ve doðal yeteneði olduðu için...
1:19:34
sevgili patronuna
yeþil masadaki rakiplerine karþý...
1:19:38
çok yardýmcý olabiliyordu.
1:19:42
Örneðin eðer masayý bir bezle silerse...
1:19:46
rakipte bol karo var demekti.
1:19:50
Sandalyeyi düzeltmesi
koz papazý anlamýna gelirdi.
1:19:53
''Lordum, punç mu þarap mý?'' derse...
1:19:56
bu kupa demek oluyordu, vesaire.
1:20:11
Büyük Frederick'e yakýn olan...
1:20:12
Tübingen Prensi...
1:20:18
kumara çok düþkündü,
týpký bütün Avrupa saraylarýnýn...
1:20:21
centilmenleri gibi.
1:20:24
15.500 Frederick altýný borcunuz var.