:51:03
- 36 numara, Chablis Grand Cru.
- Olur efendim.
:51:10
Dünyanýn en harika Chablis'i
her zaman yeþil gözlüdür.
:51:15
Aslýnda elmasa
en çok benzeyen onlardýr.
:51:31
Lütfen baþlayýn.
:51:36
Beyefendi.
:51:38
- Beðendin mi?
- Mmm, çok fazla. Ama lezzetli.
:51:43
Bu yemeðe verilen parayla
okul masraflarýmý karþýlarým.
:51:46
Buraya son geldiðinde
bana verdiði saati görüyor musun?
:51:51
Güzel.
:51:52
Evini özlüyor musun? Elbette özlüyorsun.
En çok neyi özlüyorsun?
:51:57
Ýnsanlarý mý? Ülkeyi mi?
Kayak kaymayý mý?
:52:00
- Sanýrým hepsini.
- Ýsviçre'yi o kadar iyi bilmiyorum.
:52:04
- Neresindensin?
- Küçük bir yerden. Verbier'den.
:52:09
- Verbier mi? Olamaz!
- Ne oldu?
:52:14
Benim ofiste kayak hastasý bir adam var.
Kayak için deliren bir tip.
:52:19
Hep Verbier'den bahsedip durur.
Rosa Daðý'nýn eteklerinde, deðil mi?
:52:24
- Kayak için en ideal yermiþ. Doðru mu?
- Elbette.
:52:28
- Adam yüzde yüz haklý mý?
- Tabii.
:52:31
Claude LeSeur'u tanýrsýn.
Onunla kaydýn mý?
:52:34
- Evet!
- Nerede?
:52:36
- Verbier.
- Verbier.
:52:39
Hepsini uydurdum. Verbier'de ne Rosa
Daðý var, ne de Claude LeSeur diye biri.
:52:45
Sen Ýsviçreli deðilsin.
Neredensin?
:52:49
Neredensin?
:52:51
- Tahmin edemiyor musun?
- Tabii. Alman.
:52:54
- Baþka?
- Çalýþma iznin ne zaman bitiyor?
:52:58
Dur. Bu bir þakaysa,
hiç komik deðil.