2:10:02
Yalnýzca senin en derindeki
dileðinin gerçekleþtiðini...
2:10:13
En yüksek sesinle haykýrdýðýn þey
gerçekleþmiyor burada.
2:10:23
Senin doðanla, özünle,
hiçbir þey bilmiyor oluþunla...
2:10:26
...uyum içinde olan gerçekleþiyor.
2:10:29
Ama o burada, içinde;
tüm yaþamýn boyunca seni yöneten.
2:10:34
Hiçbir þey anlamamýþsýn,
Leather Stocking.
2:10:36
Porcupine'i öldüren
açgözlülük deðildi.
2:10:38
Bu gölcükte sürükleniyor, kardeþini
geri vermesi için yalvarýyordu.
2:10:42
Ama tek sahip olduðu paraydý
ve hiçbir þey alamadý.
2:10:48
Çünkü Bölge, ona zaten
sahip olduðu þeyleri verdi...
2:10:51
...Ama vicdan,
acý gibi þeyler, hep uydurma.
2:10:56
O bunu farketti ve kendini astý.
2:11:03
Senin Oda'na gitmeyeceðim.
2:11:06
Kirimi herhangi birinin kafasýndan
aþaðý boþaltmak gibi bir dileðim yok.
2:11:11
Seninkinden bile.
2:11:14
Ve Porcupine gibi boynumu
ilmiðe geçirmeye niyetim yok.
2:11:17
Kendimi malikânemde ölüme býrakacaðým,
huzur ve sessizlik içinde.
2:11:24
Benim gibi insanlarý
Bölge'ye getirirsen...
2:11:30
...insanoðlu hakkýnda
hiçbir þey bilmezsin, Chingachgook.
2:11:40
ve diðer þeyler...
2:11:43
Neden bu mucizenin gerçekten
varolduðunu düþünüyorsun?
2:11:49
Burada dileklerin sahiden
gerçekleþtiðini kim anlattý sana?
2:11:55
Buranýn onu mutlu ettiði
tek bir adam gördün mü?