1:12:17
-Bu bizim þelale mi?
-Hayýr.
1:12:21
-Çok güzel.
-Evet, idare eder.
1:12:25
Ama adým Mooney,
Monet deðil.
1:12:30
Jamaika'da niye beni öyle
küçük düþürdün?
1:12:36
-Seni nasýl küçük düþürmüþüm?
-Brian, ben de oradaydým.
1:12:40
Seni o kadýnla giderken gördüm.
1:12:44
Pisliðin tekisin.
1:12:53
Göründüðü kadar kötü deðil.
Doug zengin bir kadýn ayarlamýþtý.
1:13:00
ve o gece benim de aynýný
yapamayacaðýmý iddia etti.
1:13:02
Zengin bir kadýn. Yani sýrf parasý
olduðu için o kadýnla gittin.
1:13:07
Hayýr, paradan deðil. Benim uyanýklýk
edecek kadar iyi olmadýðýmý söyledi.
1:13:13
Uyanýk mý? Ben senin için o kadar
deðersiz miydim ki...
1:13:17
aptal, çocukça
bir iddiayý kabul ettin?
1:13:20
Hayýr, biri sana öyle meydan
okuduðunda kaçýp gidemezsin.
1:13:25
Seninle yaþadýðýmýz o anlardan
sonra senin bir kadýnla gittiðini...
1:13:28
görünce neler hissettiðimi
biliyor musun?
1:13:30
Dur bir dakika.
Bana baský yapýyordun...
1:13:33
birdenbire çok üzerime
gelmeye baþlamýþtýn.
1:13:35
Ben mi üzerine geldim?
Sen de oradaydýn, unuttun mu?
1:13:40
Özel bir þeyler yaþadýðýmýzý
sanmýþtým, seninle oyun oynamýyordum.
1:13:43
Biliyorum.
1:13:49
Özür dilerim, ben..
1:13:52
Galiba biraz korktum. Ama þimdi
bunu kaldýrabileceðimi biliyorum.
1:13:59
Demek kaldýrabilirsin.