:03:02
Baþýn dertte.
:03:04
Ne diyorsun. Týpký annem gibi konuþuyorsun.
Sen neden söz ediyorsun.
:03:10
Tanrým, Cynthia.
:03:12
- Ben bunu John'un önünde yapamam.
- Yapamazdýn, aybaþý.
:03:16
- Yani- onu tanýmýyorsun bile.
- Tanýyor gibiyim.
:03:20
Tanýmýyorsun.
Ona güvenemezsin. Onun ahlaký bozulmuþ.
:03:23
Bu seni neden bu kadar çýldýrtýyor anlamýyorum.
:03:26
Sen yapmadýn, ben yaptým; beni rahatsýz
etmiyorsa seni neden rahatsýz etsin?
:03:31
- Bu konuda konuþmak istemiyorum.
- Tamam o zaman konuþma.
:03:54
Sen... sen katil misin?
:03:57
- Afedersin?
- Sen bakkalýn hesaplarý toplamaya...
:04:01
yolladýðý ayak iþcisisin sadece.
:04:09
Bu benim Brando'm. Bu bayaðý iyi,
deðil mi? Marlon Brando.
:04:13
Harika. Pardon.
:04:16
Tamam. Biraz ayrý zaman geçirmemiz lazým sanýrým.
Belki sen bir sürede orada kalmalýsýn.
:04:22
Selam. Neden bir telesekreter almýyorsun?
:04:26
- Burada bir telefon var.
- Meþgul.
:04:30
Pekala, neden denemeye devam etmiyorsun?
:04:34
Tamam.
:04:38
- Tamam, iþte burada.
- O nedir?
:04:41
- Bir yaz elbisesi.
- Masaörtüsüne benziyor.
:04:45
- Benzemiyor.
- Neden bir yaz elbisesi istesin ki?
:04:47
Omuzlarýnda lekeler,
bacaklarýnda da variz var.
:04:50
- Tamam, küçük haným, seni de görürüz.
- O hale gelince, yaz elbisesi giymem.
:04:55