:01:00
Ve Willy.
:01:03
- Willy mi?
- Evet.
:01:04
Will.
:01:06
- Hepsiyle görüþüyor musun?
- Evet. Güney mahallesinde oturuyorlar.
:01:10
- Þu anda üçüyle beraber yaþýyorum.
- Öyle mi?
:01:12
- Evet.
- Onlarla tanýþmak istiyorum.
:01:14
Ayarlarým.
:01:17
Dün kitabýný okudum.
:01:19
Demek o sendin.
:01:22
Hala askerlere terapi uyguluyor musun?
:01:24
Hayýr.
:01:25
- Neden?
- Karým hastalanýnca býraktým.
:01:30
Onu hiç tanýmasaydýn hayatýnýn nasýl olacaðýný
düþündün mü?
:01:35
''Onsuz daha mý iyi olurdu,'' diye mi?
:01:37
Hayýr. Daha iyi daha kötü diye deðil.
:01:40
- Onu kastetmedim.
- Anladým. Önemli bir soru.
:01:44
Kötü günler olur, ama böylece
dikkat etmemiþ olduðun...
:01:46
...iyi günleri fark edersin.
:01:48
yani onunla tanýþtýðýn için piþman deðilsin.
:01:51
Neden? Þu anda çektiðim acý yüzünden mi?
:01:54
Piþman olduðum þeyler var, ama onunla geçen
tek
bir gün için bile deðil.
:02:03
Ruh eþin olduðunu ne zaman anladýn?
:02:06
21 Ekim 1975'de.
:02:09
Tanrým. Günü de mi biliyorsun?
:02:11
Evet. Dünya Kupasýnýn altýncý maçýydý. Red
Sox'ýn en büyük maçýydý.
:02:16
Arkadaþlarýmla bilet bulmak için kuyrukta
sabahladýk.
:02:22
- Bilet buldunuz mu?
- Evet. Maç günü barda oturmuþ...
:02:25
...saatin gelmesini beklerken
içeri bir kýz girdi.
:02:29
Muhteþem bir maçtý.
Sekizin sonunda durum...
:02:32
...6- 6'ydý. 12'ye uzadý.
:02:34
12'nin sonunda Carlton Fisk maça girdi.
:02:38
Bakýþlarý ne kadar gariptir bilirsin.
:02:40
Sonra muhteþem bir vuruþ yaptý.
:02:44
Top havalandý ve saha çizgisini geçti.
:02:47
35 000 kiþi baðýrýyordu.
:02:50
Bu daha bir þey deðildi.
Fisk topa deliler gibi vuruyordu.
:02:52
Evet görmüþtüm. ''Aþýrtma. Aþýrtma.''
:02:54
Evet, aþýrtma.
:02:56
Sonra faul yaptý. O da 35 000 kiþi de ayaða
fýrladý.