:54:42
KUTSAL AN
:54:44
Sinema, özünde
:54:46
gerçekliðin
yeniden üretimidir...
:54:49
yani gerçekte
gerçeklik hep üretilir.
:54:52
Onun için film bir öykü
anlatma aracýdýr, gerçekten.
:54:55
Ve o, bir filmin, mm
bir filmin--
:54:59
edebiyattan
daha iyi öykü anlattýðýna inanýr.
:55:03
Bir öykü ya da
bir fýkrayý þöyle anlatýrsýn.
:55:05
"Adamýn biri bara girer
ve bir cüce görür."
:55:09
Bu iþ görür çünkü
bu adamý ve bu cüceyi bir barda
hayal etmektesin.
:55:13
Bu iþin imgesel
yaný.
:55:15
Filmde bunu yapamazsýn, çünkü
belirli bir bardaki
:55:18
belirli bir adamý
belirli bir cüceyi kullanýyorsun...
:55:21
- belirli bir boyda
belli bir görünüþte, deðil mi?
- Mm-hmm.
:55:24
Bazin için, hmm, film
ontolojisinde deðinilmesi gereken þey--
:55:28
deðinilmesi
gereken þey, bildiðin gibi--
:55:30
- Fotoðrafýn da bir ontolojisi olduðudur,
- Doðru.
:55:32
tabii filmin fotoðrafa zaman
boyutunu eklemesini...
:55:34
ve onu daha gerçekçi kýlmasýný
dýþta tutarsak.
:55:36
Bu nedenle bir film
bu adamdan,
:55:39
þu andan,
þu mekandan söz eder.
:55:42
Ve bildiðin gibi Bazin
bir Hristiyandýr
:55:45
bu nedenle
þu, bilirsin iþte--
:55:47
Tanrýya ve apaçýk ki
herþeye inanýr.
:55:50
Onun için gerçeklik ve Tanrý
ayný þeydir. Bilirsin iþte--
:55:53
Filmde yakalanan þey aslýnda
bedenlenmiþ yaratýcý Tanrýdýr.
:55:58
Tam o anda Tanrý
kendini böyle gösteriyor gibidir.