:56:03
-Ama emin olmak istedim.
-Neden emin olmak istedin?
:56:08
-Ne yapmam gerektiðini biliyorum. -Ne?
:56:11
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok,
o yüzden doðrudan söyleyeceð im.
:56:15
-Gemilerden birini almalýyým. -Ne?
:56:19
Nereye gitmek için?
:56:22
Makinelerin þehrine.
:56:29
-Bunu anlamanýzýn zor olduðunu biliyorum.
-Hayýr, zor deðil. Sen çýldýrmýþsýn.
:56:36
Yine de gitmek zorundayým.
:56:37
Baþaramazsýn. 100 yýldýr hiçbir gemi
oraya 100 kllometre bile yaklaþamadý.
:56:42
-Asla baþaramazsýn. -Denemek zorundayým.
:56:46
-Sana bunu Kahin mi söyledi? -Hayýr.
:56:50
Bu saçmalýk. Kendini
öldürtmek istiyorsan git yap...
:56:54
ama bunu yaparken
gemilerimizden birini harcama.
:56:57
Bana inanmalýsýn. Gitmek zorundayým.
:56:59
Palavra! Bu geminin kaptaný benim.
Gideceði yeri de ben söylerim!
:57:05
Ve emin ol, bu gemiyi sana
vermektense cehenneme götürürüm.
:57:14
-Benim gemimi alabilir. -Bunu yapamazsýn.
:57:21
O küçük söylevinden sonra bana
gemimi ne yapýp, ne yapmayacaðýmý...
:57:26
söylemeyi aklýna bile getirme.
:57:28
Tanrý aþkýna, Niobe.
:57:29
Ben bu geminin dümenine
geçerim, o da benim gemimi alýr.
:57:34
Bir saat içinde yola çýkarsak,
makineler Zion'a varýrken yetiþiriz.
:57:38
Bu da kötü bir plan deðil.
:57:42
Bu israf. Kahrolasý bir israf.
:57:53
Ýki gemi, iki yön.
:57:58
Providence'daki gibi. Deðil mi, Morpheus?