:29:01
- Selam.
- Günaydýn.
:29:03
Kiliseye mi gidiyorsun?
:29:09
Üzgünüm. Benim diþ fýrçamý
mý kullanmak istersin?
:29:12
Yo.
:29:13
- Emin misin?
- Parmaklarýmý kullanýrým.
:29:22
- Ýyi uyudun mu?
- Evet.
:29:25
- Yani, iyi.
- Öyle mi?
:29:37
Bilirsin, Matthew...
:29:39
...dudaklarýn gerçekten de çok güzel.
:29:44
Dokunabilir miyim?
:29:48
Dudaklarýmamý dokunmak istiyorsun?
:29:51
Tamam.
:29:58
Çok kýrmýzý ve dolgunlar...
:30:01
...ve þehvet dolu.
:30:03
Çok da...
:30:05
...vahþi.
:30:08
Bakalým rujla nasýI görünürsün.
:30:10
- Gerçekten gitmeliyim.
- Senden harika bir kýz olurdu.
:30:13
Boþver onu, Matthew.
Etrafýndaki tüm havayý çeker.
:30:17
Ama ben geröekten de otelime...
:30:20
...dönmeliyim.
- Hayýr, neden?
:30:22
Senden kalmaný isteyecektik.
:30:25
- Gerçekten mi?
- Elbette.
:30:27
Anneler gittiler.
:30:28
Bir aylýðýna Trouville'da olacaklar.
:30:31
Eþyalarýný buraya taþýyabilirsin.
:30:34
- Gerçekten mi?
- Elbette.
:30:36
- Ama beni tanýmýyorsunuz bile.
- Böylelikle daha iyi tanýþýrýz.
:30:41
Orada kalmak zorunda deðilsin, deðil mi?
:30:43
Mobiletimle gidip ihtiyacýn olanlarý alýrýz.
:30:47
- Hadi
- Ama...
:30:49
Sen ne dersin?
:30:54
Bu benim fikrimdi.