1:14:01
Böyle gitmeye devam edersem
yakýnda Paris'te olurum...
1:14:06
6:30 gibi.
1:14:10
6:30'da hala yataktadýr.
1:14:13
Ne yapacaðým? Küçük bir
lokantaya gidebilirim...
1:14:18
...telefon edebilirim....
1:14:20
Eðer bir kadýn "Seni seviyorum"
diye telgraf gönderirse...
1:14:24
...gidip onu görürsünüz.
1:14:27
Tabii gidip onu görebilirim...
1:14:32
ama kaçýncý katta oturduðunu bilmiyorum.
Kapýcýyý uyandýrmam gerekecek.
1:14:39
Kapýcý "Giremezsin" ya da
"Evde deðil" diyecek.
1:14:42
Ben de "Bakýn üzgünüm ama
onu görmek için 2000 mil,
1:14:47
aslýnda 3000 mil
araba kullandým" diyeceðim.
1:14:51
"Üzgünüm, ama...
1:14:54
...yukarý çýkýyorum!"
1:14:56
Yukarý çýkacaðým! Zile basacaðým,
bir kez, iki kez.
1:15:00
Hayýr, sanýrým bir kez basacaðým,
meraklandýrmak istemem.
1:15:04
Bir kez yeterli.
1:15:07
Uyanmasý zaman alacaktýr,
muhtemelen kapýyý açmayacak.
1:15:11
"Kim o?" diyecek.
1:15:13
Ve cevap vereceðim...
1:15:17
Ne söyleyeceðim?
1:15:19
"Ben Jean-Louis" diyemem.
1:15:22
"Antoine'nun babasý," derim.
1:15:24
Antoine'nun babasý.
Evet, bu daha iyi.
1:15:28
"Kim o?"
"Antoine'nun babasý."
1:15:32
Kapýyý açar...
1:15:38
...ve yüz yüze geliriz.
1:15:43
Biraz utanýr.
1:15:46
Ne de olsa bana "Seni seviyorum" diye
telgraf çekti.
1:15:52
Utanýr. Bu normal.
1:15:54
Evinde ve utanýyor.