1:27:02
belki de hayatýmýzý
tekrar canlandýrmak için...
1:27:04
bir þeyler denememiz
gerektiðini söyledim,
oda "Ne gibi" dedi.
1:27:08
Ona o iþi yaparken kendimizi
kasede alabiliriz dedim.
1:27:14
Bunu duyunca þok geçirdi...
1:27:16
ve iðrenç ötesi
olarak yorumladý...
1:27:19
bu, sanýrým,
dört ay sürdü.
1:27:22
Ve sonra bir gece...
1:27:24
"Hadi yapalým" dedi.
1:27:30
Böylece hazýrlandýk ve
ikimizde hazýrdýk...
1:27:36
ve uh, daha önceden
alýþveriþe gitmiþti...
1:27:40
ve kaset için kendine
küçük bir oyuncak almýþtý.
1:27:45
Gerçekten mi?
1:27:46
Küçük bir oyuncak deðildi.
Büyük--kocaman...
1:27:52
Lanet olsun...demek istediðim,
o þey--
1:27:54
Kimsenin o kadar büyük--
bilirsin iþte, tamam.
1:27:57
Herneyse, o þeye baktým...
1:27:58
ve biliyordum
o þeyi--
1:28:02
Demek istediðim, o þey--
yapamadým--yapamadým...
1:28:09
yapamadým.
1:28:15
Yani yapmadýk.
1:28:18
Ve, bilirsin...
1:28:22
böyle bir þeyi öylece
unutamazsýn.
1:28:26
Bana olan saygýsýný mý
kaybetti...
1:28:30
yoksa kendime olan saygýmý mý
kaybettim bilmiyorum,
ama bir þeyler kayboldu.
1:28:38
HEATHER:
Ne yapacaksýn?
1:28:40
CARL: Hiçbir fikrim yok.
1:28:42
Demek istediðim,
ders vermeye döneceðim.
1:28:46
Ders vermeyi hep sevdim.
1:28:48
-Gerçekten mi?
-Evet.
1:28:49
CARL: Hayatýmda tek bir þey
öðrenmedim ama ders vermeyi
çok seviyorum.
1:28:52
Yükseköðrenim mirasý.
1:28:56
HEATHER: Ya karýn?