:01:03
Bu, el ele geziyoruz
demek deðil.
:01:06
Baþýma açtýðý kadar beladan
onun baþýný kurtarýyorum demek.
:01:10
Onu katý davranarak
kontrol ediyorum.
:01:13
Ama aslýnda kardeþim gibidir.
:01:16
Elmaslardan ne anlarým?
Ben boks menajeriyim.
:01:20
Bir hafta öncesine kadar
mutlu bir menajerdim. Sonra.:
:01:24
Elmastan ne anlarým?
:01:26
Antwerp'ten gelmiyorlar mý?
:01:29
-Þunu dinler misin?
-Seçeneðimiz var mý?
:01:33
Ciddiye alýnmasý düþünülmemiþ.
:01:37
Havva ile Adem hoþ bir öykü.
:01:39
Ahlaki karakterle ilgili.
:01:42
Ama bir yetiþkinden
inanmasýný istemek?
:01:46
Ne var?
:01:49
Ne var?
:01:52
Ne istiyorsun?
Pantolonumu mu indireyim?
:01:56
Tamam, geç.
:01:59
Hoþ bir öykü.
:02:01
Ama hepsi bu. Sadece bir öykü.
:02:05
Katolik dini yanlýþ bir
çeviriye dayanýyor.
:02:08
Yeter artýk. Birþey de, Ruben.
:02:11
Dinleyin. Meþgul müsünüz?
Öyküyü anlatayým.
:02:13
Eski Ahit bilginleri Ýbranice
''genç kadýn'' sözcüðünü...
:02:18
... Yunanca'ya ''bakire''
diye çevirmiþ.
:02:20
Yapýlmasý kolay bir hata.
:02:23
Çünkü iki sözcük arasýnda
çok ince bir fark var.
:02:36
Böylece ortaya þu çýkmýþ.:
:02:39
''Bakire döllenecek ve
bize bir oðul doðuracak. ''
:02:43
Anlýyor musunuz? Dikkati
çeken ''bakire'' olmuþ.
:02:47
Bir bakirenin doðurmasý
hergün görülen birþey deðil.