:14:00
beni saat onda alýr mýsýn?
-tabi.
:14:02
çok iyi.
-çok iyi.
:14:16
nasýl görünüyorum?
:14:19
doðuþtan dramatik bir
yüzünüz var bay fisher.
:14:22
umduðum gibi olursa bunu mükemmel
þekilde resme yansýtabileceðim.
:14:27
dramatik ha?
:14:30
30 dakika boyunca kýpýrdamadan
durabileceðiniz bir pozisyon var mý?
:14:34
bunu yapabilirim.
:14:36
iþinizi bitirdiðinizde ellerinizi
kucaðýnýza koyarsanýz...
:14:42
konuþabilecek miyiz?
-evet, konuþabiliriz. sakin þekilde.
:14:46
Mandy Joanie'ye söyledi. o da Tina'ya.
tina da bana. evinizde olanlarý anlattý.
:14:51
baþýnýzý biraz çevirir misiniz?
-affedersin.
:14:54
belki o kadar çevirmeseniz iyi olur.
:14:57
gözünüzü sabit bir yere odaklarsanýz
baþýnýz kýpýrdamadan durabilir.
:15:04
dinle dostum. acýn geçtiði zaman
kendini iyi hissedeceksin.
:15:08
bunu hiç yaþamadýðýn günlerden
daha güçlü olacaksýn.
:15:12
tabi acým geçerse.
-bundan emin olabilirsin.
:15:14
acýnýn güzel yaný da budur.
her zaman geçer.
:15:16
biliyor musun önceleri bunu düþünüyordum.
:15:21
yaklaþýk altý ay önce yogaya baþlamýþtý.
:15:25
yerel kulüplerden birine katýlmýþtý.
bu onu mutlu etmiþti.
:15:27
yoga bir insaný nasýl mutlu eder
diye düþündüðümü hatýrlýyorum.
:15:30
özellikle swami tek eþli
egzersizlere baþladýðý zaman.
:15:34
swami mi?
-evet, swami.
:15:36
kollarý kenetli bir þekilde düz bir zeminde
sýrt sýrta verip oturuyorlardý.
:15:41
ileri geri sallanýp þarký söylüyorlardý.
:15:44
þarký mý? oh Tanrým.
:15:46
belki de yoga budur diye düþünüyordum.
hepsi de çiftler halindeydi.
:15:52
belki de onu o an kaybettim.
:15:55
belki onunla eþ olan
adam Roger Pelham'dý.