1:01:07
Amerika'ya yalnýz mý geldiniz?
1:01:11
ne dedin?
-siz...
1:01:13
...buraya biriyle gelmediniz mi?
-hayýr, yalnýz geldim.
1:01:16
size inanýyorum.
-ne dedin?
1:01:18
siz öyle diyorsanýz.
-baþka kim olabilir?
1:01:21
baþka kiminle
gelebileceðinizi bilmiyorum.
1:01:24
belki bir swami ile.
kim bilir?
1:01:33
korkarým buradan gitmeniz gerekiyor.
1:01:37
sizin gibilerle daha önce de sorun yaþadýk.
-ne?
1:01:39
üstelik, saat üçte buraya bir grup gelecek.
1:01:44
lütfen burayý hemen boþaltýn.
1:01:50
benimle görüþene dek bu civardan
ayrýlmayacaðýmý ona söyler misin?
1:01:55
gelmene çok sevindim.
-baþka seçeneðim varmýþ gibi.
1:02:00
bu iþ bitmeli vera. sen amerika'da olmamalýsýn
ben de senin odanda olmamalýyým.
1:02:05
kendimi arkadan
hançerlenmiþ gibi hissediyorum.
1:02:09
oyun oynamayý býrakýp eski
hayatýmýza dönemez miyiz?
1:02:13
arabama binip new york'a gidelim.
ilk uçaða atlayýp londra'ya dönelim.
1:02:18
hadi eve gidelim.
-bunun için fazla yorgun düþtük.
1:02:20
mandy ile olmak bana bir þeyi öðretti.
1:02:24
mandy'den bir þey mi öðrendin?
1:02:27
seninle ben yýllardýr sevgili deðiliz.
daha çok kardeþ gibiyiz.
1:02:32
bir çiftten daha öteyiz. biz...
-bir enstitüyüz. çok doðru.
1:02:36
birbirimize kenetlenmiþiz.
Marks and spencer gibi.
1:02:41
ya da yemekle lanet olasýca aðzýmýz gibi.
1:02:44
yýllardýr suyun üstünde yürüyoruz ve bu iyi
bir þey deðil. hayat bunun için çok kýsa.
1:02:49
seni bir daha görmek
istemediðimi söylemiyorum.
1:02:53
biliyor musun, o faksta karþýlýklý
etkileþimden söz ediyordun.
1:02:59
çok doðru. arkadaþ olarak kalabiliriz.